22 Mayıs 2012 Salı

İlginççççç:)

  Singapur'da metroda sakız çiğnemenin hapis cezası vardır.

 Aile ile ilgili yapılan harcamaların % 70'inde karar verici olan kadındır.

    Avustralya-Victorio'da pazar günleri pembe pantolon giymek yasaktır.
 Dünya üzerindeki tüm tapulu toprakların sadece %1'i kadınlara ait.

Telefonu icat eden Alexander Graham Bell, karısı ve annesiyle hiçbir zaman telefonda konuşamadı. Çünkü ikiside doğuştan sağırdı.

Bir iş gününde toplam 9.500.000.000 dakikalık telefon görüşmesi yapılmaktadır.

 Eğer sabah saat 7:00’de Tokyo’dan uçağa binerseniz, Honolulu’ya bir önceki gün saat 16:30''da varırsınız...

Sıradan bir insan ömrünün 2 haftasını trafik ışıklarının değişmesini bekleyerek geçirir.

 Teksas'ın hiç bir bölgesinde U dönüşü yapamazsınız.



İleri doğru bir adım atabilmek için, insan vücudundaki 54 farklı kasın harekete geçmesi gerekir.

 Yataktan düşerek ölme ihtimaliniz 2 milyonda 1’dir.

 Normal bir yağmur damlasının yere düşüş hızı yaklaşık olarak saatte 10 kilometredir.

 Paslanmaz çelik 1913 yılında yanlışlıkla keşfedilmiştir.

15 Mayıs 2012 Salı

Duygular ancak bu kadar somutlaştırılabilir....


O'nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... O'nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O'nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O'ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve O, her durduğunuz yerde duruyor,
her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp,
hüzünlendikçe ağlıyorsa...
dünyanın en güzel yeri O'nun yaşadığı yer, en güzel kokusu
bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat O'nunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü,
O'nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan O'ysa... her filmin kahramanı O...
her roman O'ndan söz ediyor, her çiçek O'nu açıyorsa...
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez
özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O'nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın
O olduğunu adınız gibi biliyorsanız... mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O'na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
hem kimseler duymasın, hem cümle alem bilsin istiyorsanız...
O'nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... ayrılık ölüme,
vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O'nun yüzü suyu hürmetine...
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı,
bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız,
sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde bugün sizin gününüz!..
"Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.
                                                                                      CAN YÜCEL

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Buz Devri 4: Kıtalar Ayrılıyor :)

Siyah Bir Kutuyla Romantik Dakikalar :)




Ev eşyalarımızı yerleştirirken, ilk önce siyah kutunun yeri belirleniyor; geri kalan herkes onun yörüngesine göre konum alıyor ve o şekilde yaşamaya başlıyor.

11 Mayıs 2012 Cuma

Kadın-Erkek Birbirini Tamamlamak İçin Vardır,Meydan Savaşı Yapmak İçin Değil!


 



Bayanlar olarak zaten çok kırılganız, zaten yastığa başımızı koyduğumuzda pembe hayallerimiz griye bile çalmıyor. Bir de sizin tekmelerinize ve tokatlarınıza ihtiyacımız yok!